Gaziantep’te yaşayan Mehmet Özcan’ın (64) oğlu Üsteğmen Hakan Özcan, 2006 yılında Şırnak’ta PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit düştü. Oğlu Hakan’ın şehit düşmesinin ardından Özcan, 2 evladını daha gözünü kırpmadan asker ocağına yolladı. Bir oğlu da Zeytin Dalı Harekatı’nda gazi olan Özcan’ın 3’üncü oğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Sualtı Taarruz (SAT) Komandosu olarak görev yapıyor. Hem şehit hem gazi hem de asker babası olmanın gururunu bir arada yaşayan baba Özcan’ın 2 oğlu da şehit ağabeylerinin intikamını almak için ağabeylerinin izinden gitti. Şehit düşen oğlunun acısının 15 yıldır geçmediğini aktaran Özcan, evlat acısını Kuran-ı Kerim okuyarak dindirdiğini söyledi. Evlatlarının memur olma hakkını kullanmayıp ağabeylerinin intikamını almak için asker olduklarını paylaşan Özcan, “Bu bayrak için ben 3 evladımı verdim gerekirse yine veririm” dedi.
Şehit düşen oğlunun Kara Harp Okulu’ndan 2001 yılında dereceyle mezun olduğunu dile getiren Özcan, oğlu Hakan’ın yüksek lisansını tamamladıktan sonra tayin istediğini söyledi. Tayinini o zaman terörün en yoğun olduğu bölgeler olan Hakkari, Şırnak ve Tunceli’ye istediğini belirten Özcan, “Tayini Şırnak’a çıktı. Oraya gittikten 5 ay sonra şehit düştü. Şehit düşmeden önce görüşemedik. Sürekli operasyona çıkardı. Şehit düştüğü gün de operasyonu kendisi idare ediyormuş. Akşam saatlerinde kendi bölüğünden 2 tim pusuya düşmüş. Hakan da onları kurtarmak için geri dönüp gidiyor. O esnada terör örgütünün mevziinin üzerinden geçiyor. İçinde terörist varmış. Çıkıp arkadan sıkıyor. Orada kan kaybından şehit düşüyor” ifadelerini kullandı.
Üniformalı biri gördüğü zaman kendi evladını görmüş gibi olduğunu dile getiren Özcan, askerleri çok sevdiğini belirterek, “Benim de asker olasım geliyor ama elimden gelen buydu. 2’nci çocuğum da abisi gibi asker oldu. O mezun olduğu yıl abisi şehit düştü. Abisinin cenazesini mezara o oğlum indirdi. O’nun da Zeytin Dalı Harekatı’nda ayağına roket geliyor. 2 sene tedavi gördü. Şimdi emekli ettiler. Sırf abisinin intikamını almak için asker olmuştu. 3’üncü oğlum da SAT komandosu oldu. İsteseydi bir memur olabilirdi ama biz o hakkımızı kullanmadık. Biz fakir insanlarız, vatana evladımızdan başka verebileceğimiz bir şey yok. Başka neyimiz var ki?” diye ekledi.
Oğlu Hakan’ın acısını Kuran-ı Kerim okuyarak dindirdiğini söyleyen Özcan, “Oğlum şehit düşeli 15 sene oldu. Eskiden mezara sabah gelip akşam giderdim. Akşam ezanı okunduğunda eve dönerdim. Çalışmayı falan bıraktım. 2007 yılında oğlumun yerine hacca gittim. Mezarı başında her gün birkaç cüz bitirirdim. Elden başka bir şey gelmiyor. Eğer Kuran-ı Kerim olmasaydı ben bu evlat acımı dindiremezdim. Şimdi olsa ben de askere giderim. Yeter ki ülkemize, vatanımıza bir şey olmasın. Bayrağımız inmesin. Bu bayrak için ben 3 evladımı verdim, gerekirse yine veririm” diye konuştu.
Şehit düşen oğlunun Kara Harp Okulu’ndan 2001 yılında dereceyle mezun olduğunu dile getiren Özcan, oğlu Hakan’ın yüksek lisansını tamamladıktan sonra tayin istediğini söyledi. Tayinini o zaman terörün en yoğun olduğu bölgeler olan Hakkari, Şırnak ve Tunceli’ye istediğini belirten Özcan, “Tayini Şırnak’a çıktı. Oraya gittikten 5 ay sonra şehit düştü. Şehit düşmeden önce görüşemedik. Sürekli operasyona çıkardı. Şehit düştüğü gün de operasyonu kendisi idare ediyormuş. Akşam saatlerinde kendi bölüğünden 2 tim pusuya düşmüş. Hakan da onları kurtarmak için geri dönüp gidiyor. O esnada terör örgütünün mevziinin üzerinden geçiyor. İçinde terörist varmış. Çıkıp arkadan sıkıyor. Orada kan kaybından şehit düşüyor” ifadelerini kullandı.
Üniformalı biri gördüğü zaman kendi evladını görmüş gibi olduğunu dile getiren Özcan, askerleri çok sevdiğini belirterek, “Benim de asker olasım geliyor ama elimden gelen buydu. 2’nci çocuğum da abisi gibi asker oldu. O mezun olduğu yıl abisi şehit düştü. Abisinin cenazesini mezara o oğlum indirdi. O’nun da Zeytin Dalı Harekatı’nda ayağına roket geliyor. 2 sene tedavi gördü. Şimdi emekli ettiler. Sırf abisinin intikamını almak için asker olmuştu. 3’üncü oğlum da SAT komandosu oldu. İsteseydi bir memur olabilirdi ama biz o hakkımızı kullanmadık. Biz fakir insanlarız, vatana evladımızdan başka verebileceğimiz bir şey yok. Başka neyimiz var ki?” diye ekledi.
Oğlu Hakan’ın acısını Kuran-ı Kerim okuyarak dindirdiğini söyleyen Özcan, “Oğlum şehit düşeli 15 sene oldu. Eskiden mezara sabah gelip akşam giderdim. Akşam ezanı okunduğunda eve dönerdim. Çalışmayı falan bıraktım. 2007 yılında oğlumun yerine hacca gittim. Mezarı başında her gün birkaç cüz bitirirdim. Elden başka bir şey gelmiyor. Eğer Kuran-ı Kerim olmasaydı ben bu evlat acımı dindiremezdim. Şimdi olsa ben de askere giderim. Yeter ki ülkemize, vatanımıza bir şey olmasın. Bayrağımız inmesin. Bu bayrak için ben 3 evladımı verdim, gerekirse yine veririm” diye konuştu.