Boşanmak istediği eşi Kaffar Yeğin tarafından öldürülen Hülya Şellavcı’nın savcılıktan can güvenliği talep ettiği ortaya çıktı
İzmir’de boşanma dava açtığı gerekçesiyle Kaffar Yeğin tarafından vurularak öldürülen iki çocuk annesi Hülya Şellavcı cinayetinde kamu vazifelilerinin ihmalini gösteren yeni bilgiler ortaya çıktı. Mahkemenin verdiği önlem kararını 5 defa ihlal eden Kaffar Yeğin’in Hülya Şellavcı’ya yönelik “Göreceksin, öldüreceğim seni” biçiminde tehditlerinin polis kayıtlarına girdiği anlaşıldı. Hülya Şellavcı ise savcılıktan “can güvenliğim sağlansın” talebinde bulundu. Lakin katil zanlısı hakkında ne elektronik kelepçe kararı çıktı ne de zorlama mahpusu kararı verildi.
İzmir’in Karabağlar ilçesinde esnaflık yapan 52 yaşındaki Hülya Şellavcı’nın, 6 ay evvel evlendiği Kaffar Yeğin’den (59) boşanmak istemesi üzerine öldürülmesi olayının üzerinden iki gün geçti. Katil zanlısı olarak aranan Kaffar Yeğin, şimdi yakalanamadı.
DW Türkçe, mahkemeden aldırdığı uzaklaştırma ve bağlantı araçlarıyla rahatsız etmeme kararı 5 defa ihlal edilen Hülya Şellavcı’nın öldürülmesindeki kamu vazifelilerinin ihmallerini gösteren yeni evraklara ulaştı. 25 Eylül’de boşanma davası açan Hülya Şellavcı’ya birinci akın 1 Ekim’de işyerinde yaşandı.
‘Göreceksin seni öldüreceğim’
Hülya Şellavcı, burada darp edilmesini Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi Şiddetle Uğraş Ofis Amirliği’nde şöyle anlattı:
“Kaffar Yeğin, 1 Ekim günü saat 15:00 sıralarında işyerime geldi. Bana, ‘bugün ikimizden biri bitecek, ya sen öleceksin ya ben öleceğim. Her şeyi göze aldım. Sen beni bitirdin zati, meskenden kovdun’ dedi. Ben de ‘Seni konuttan kovmadım, sen bana hakaret edince ne yapmamı bekliyorsun, bu işi sen bitirdin ben değil’ dedim. Kaffar da masaya yumruğunu vurdu, ‘sen beni tahrik ediyorsun, bugün bu iş bitecek ya sen öleceksin ya da ben’ diyerek tehdit etti. Elimi kaldırarak ‘sen beni neden tehdit ediyorsun’ dedim. Ayağa kalktı, elime vurdu. Ben de kaçmaya çalıştım. Gerimden gelerek sırtıma eliyle vurdu. Beni darp etmeye başladı. Telefonumda heyeti KADES uygulamasını kullanarak polisten yardım çağırmak istedim. Telefonu alıp fırlattı. O sırada elini cebine soktu, bir şey çıkarmaya çalıştı. Lakin hiçbir şey çıkaramadı. Ancak cebinde daima çakı taşırdı. Bu yüzden çakı ile bana ziyan vereceğini düşündüm. ‘Emel polisi orta çabuk’ dedim. Kaffar olay yerinden kaçarken ‘O.. göreceksin öldürecem seni, bitirecem seni’ dedi.”
Tedbire karşın tehdit telefonları dinmedi
Bu olay üzerine İzmir 16. Aile Mahkemesi, 3 Ekim’de Kaffar Yeğin’in Hülya Şellavcı’nın işyerine, aile konutuna yaklaşmaması, bağlantı araçlarıyla rahatsız etmemesi istikametinde önlem kararı aldı. Fakat Kaffar Yeğin, 8 Ekim’de Hülya Şellavcı yokken işyerine geldi. 9, 10 ve 11 Ekim günlerinde tekrar önlem kararına uymayarak Hülya Şellavcı’yı telefonla aradı, tehdit etti. Şellavcı, her olay sonrasında karakola giderek şikâyetçi oldu. Lakin Kaffar Yeğin gözaltına alınmadı.
Savcılıktan can güvenliği istedi
Emniyetten sonuç alamayan Hülya Şellavcı, 12 Ekim’de bu sefer İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Şellavcı, burada verdiği tabirde bilhassa “can güvenliğinin sağlanmasını” istedi.
Diğer yandan Hülşa Şellavcı’nın avukatı Ensar Aktürk, İzmir 16. Aile Mahkemesi’nden zanlı hakkında önlem kararına uymadığı gerekçesiyle zorlama mahpus cezası verilmesini istemişti. Mahkeme ise sanığın savunmasının alınmadığı gerekçesiyle talebi reddetmiş 15 Aralık’a duruşma günü vermişti. Buna ait verilen dilekçenin detayında “yeni bir kadın cinayeti yaşanmaması ismine hassasiyetle karar alınsın” talebi dikkat çekti.
‘Ortalık zehir olmasın’ bildirisi atmış
Diğer yandan savcılık ve mahkeme evraklarına sunulan Kaffar Yeğin’in tehdit bildirileri ortaya çıktı. İletilerde, Yeğin, kendisinden boşanmak isteyen Hülya Şellavcı’yı “Ne olur yapma, ortalık zehir olmasın” diyerek tehdit etti. 9 Ekim’deki iletide ise boşanma davasını geri çekmesini isteyen Yeğin, aksi durumda daha makûs olacağını belirtiyor.
Avukatına: ‘Aradan çekil, ziyan edersin’
Kaffar Yeğin, Hülya Şellavcı’nın tıpkı vakitte damadı olan avukat Ensar Aktürk’ü de tehdit etti. Aktürk’ü arayan Yeğin, “Bu olaydan çekil, ziyan edersin.
Bunu sana söyleyeyim. Yav ben cezaevindeysem, iki üç ay sonra çıkacağım, o vakit nereye kaçacaksın. Sen kiminle konuşuyorsun, 10 yıl yatmış adamlarla konuşuyorsun” dedi.
Kamu vazifelileri hakkında cürüm duyurusu
Hülya Şellavcı, bugün İzmir’de düzenlenen cenaze merasiminin akabinde Karabağlar Mezarlığı’na defnedildi. Avukat Ensar Aktürk, cinayette ihmali olan kamu vazifelileri hakkında hata duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. DW Türkçe’ye konuşan Avukat Öztürk, “Sorumlular aşikâr. Evet, katil var bir tane fakat katili engellemeyen beşerler var. İşini hakikat yapmayan beşerler var. Önlem kararını 4 kez ihlal eden birine tazyik hapsinin uygulanmamasının hiçbir mantıklı yanıtı olamaz. O yüzden o şahıslar hakkında elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Hâkim, savcı, polis kimse, onları o makamlarda görmek istemiyoruz, kâfi artık” dedi.
‘Elektronik kelepçe takılsa cinayet işlenmeyecekti’
Zanlının Almanya’da yaşadığı sırada eşine şiddet uyguladığı için cezaevinde yattığını öğrendiğini kaydeden Aktürk, zanlı hakkında elektronik kelepçe takılması ve isimli denetim kararlarının uygulanması halinde bu türlü bir cinayetin mutlaka işlenmeyeceğini belirtti. Aktürk, “Tazyik mahpusu uygulansaydı, tahminen mahpus kaidelerini görecek ve tahminen vazgeçecekti” diye konuştu.
Hâkimin zanlı hakkında 3-10 gün ortasında tazyik mahpusu uygulama yetkisi olduğuna işaret eden Aktürk, şöyle devam etti:
“O kadar kanıt var dosyayada. Üç tane kolluk sözü, iki tane savcı mütalaası, bir avukat de talebi, bir Anayasa Mahkemesi ihlal kararı var. Bunlar olmasına karşın uygulamıyor. Akabinde tabi ki ihlaller devam ediyor. 3. İhlal Karabağlar Emniyeti tarafından savcılığa bildirilmiyor. Zira karşı tarafın sözünü almıyor. Neden almıyor? Karşı tarafı arıyorlar telefonla, söze gidin diyorlar, karşı taraf kent dışındayım diyor.”
‘Polis tabir için 4 saat bekletti’
Avukat Öztürk, 4. ihlalden sonra dahi emniyetin olayın üzerine gitmediğini savunarak, şu açıklamaları yaptı:
“4. tabirimizi geçen hafta Pazar günü zorla veriyoruz. Müvekkili 4 saat Karabağlar Aile İçi Şiddet Bürosu’nda bekletiliyor. Zira kolluk, telefondaki irtibatı tehdit olarak algılamıyor. ‘Evet, önlem vermiş mahkeme ancak telefonuna ileti atmış, görüntü atmış, müzik atmış, ne var bunda’ üzere bir yaklaşımla 4 saat tabirini almıyor. Pazar günü ben öğrendikten karakola gidince, avukat karşılarında görünce o vakit sözünü alıyorlar. Ve karşı tarafı arıyorlar, kent dışındayım diyor, yeniden tabirini almıyorlar. Aslında bu durumda yapması gereken kolluğun savcılığa bilgi vermesiydi. Savcılık da yakalama kararı çıkartacak, zorla getirecek, sözünü alacaklardı. Lakin yapmadılar, kaçındılar. Elimizden geleni yaptık, ancak maalesef kimse elimizden tutmadı. Dayanak olmadı.”
Avukat Ensar Öztürk, katil zanlısı hakkındaki yakalama kararının dahi olaydan 20 saat sonra çıkarıldığını belirterek, Kaffar Yeğin’in yakalanmaması nedeniyle kendilerinin de tehlike altında olduğunu bildirdi.