MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin küme toplantısında konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun orman yangınları çıkaranlara ait idam cezalarıyla ilgili açıklamasına dayanak veren Bahçeli, “Orman yakanlarla uğraş etmek hedefiyle idam cezası tartışmalarını çok faydalı gördüğümü, şayet bu cezanın tekraren hukuk mevzuatımıza girmesiyle ilgili bir kanun teklifi gelirse de seve seve dayanak olacağımızı açık seçik beyan ve söz ediyorum” diye konuştu.
Satırbaşları şöyle:
Bugün sabah saatlerinde, Yeşilçam’ın duayeni, Türk tarihini sevdiren sinemaların unutulmaz ismi Cüneyt Arkın’ı kaybettik. Merhum Arkın milyonların kalbine taht kurmuştu. Duruşuyla ve ahlaki vasfıyla, ulusal şuuruyla, her vakit hatırlanacaktır. Aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
MHP işte bu anlayış ve arayış çerçevesinde adım adım 2023’ün temel taşlarını döşemektedir. Bugünün işini yarına bırakmadan çalışıyoruz, üretiyoruz, günbegün büyüyoruz. 18 Şubat 2022 tarihinden bugüne kadar 589 ilçemizi ziyaret ederek MHP ve Cumhur İttifakı’nın iletilerini taşıdık. Esnaflarımızla sözleştik, emeklerimizle, personellerimizle, çiftçilerimizle gelecek gayelerimizi paylaştık. Muvaffakiyet, başarmaya inanmış yüreklerin mührüdür. Allah, sütü verir ancak sütlacı yapacak bizleriz. Cumhur, 2023’te varlığına ve geleceğine sahip çıkacak, hukukuna sahip çıkacak, onuruna sahip çıkacak, diriliş ve yükseliş umudu olan ittifakını sonuna kadar destekleyecektir.
Cumhur İttifakı’nın önü açıktır, zillet ittifakının önü de kapalıdır. Cumhur İttifakı’nın iktidar yürüyüşünü kimse durduramayacaktır. Şayet seçim 18 Haziran 2023’de yapılırsa bugünden itibaren 356 gün kalmıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimlerin üzerinden geçen yaklaşık 4 yıllık vakit dilimi kimin millet ve vatan sevdalısı, kimin işbirlikçi ve Türkiye tersi olduğunu düzgünce tescillemiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir sisli yanı olmayan adaylığı üzerinde nifak yayan zillet faillerine diyorum ki yenilen pehlivan güreşe doymazmış lakin sizi doyuracağız. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın adaylığı legaldir ve yasaldır. 2023’de sayın cumhurbaşkanımız tekrardan ve yine hatta çok güçlü bir halde cumhurbaşkanı seçilecektir.
Saadet Partisi’nin Genel Lideri 2023 seçimlerine ait olarak yüzde 99,9 kazanırız açıklamasını yapmış. Biz Sayın Karamollaoğlu’na hayal dünyasında mutluluklar diliyoruz.
Terörle gayrete hayır diyenleri acıklı bir son beklemektedir. Hiç durmayacağız, yavaşlamayacağız, fitne tezgahlarını, Türkiye muhaliflerini bertaraf ederek Cumhur İttifakı’nın kutlu zaferine ulaşacağız. Hiç kimse merak etmesin istikbalin kudreti yeniden büyük Türk milleti olacaktır. Biz nereye gittiğimizi, nereye gideceğimizi ismimiz üzere bilenleriz. Biz pırıl pırıl parlayan bir geleceğin peşinden koşanlarız.
Orman yangınları
Doğal felaketlerle çaba birebir anda vakte ve çok güç kaidelere karşı yapılan insanüstü çabadır. Doğal afetler, çok yağışlar, bundan kaynaklanan sel ve su taşkınları hayatın olağan akışını etkilemektedir. Dün Bartın, Karabük, Sinop’ta görülen sağanak yağışlar üzücü olaylara yol açmıştır. Kastamonu’da çay ve dereler taşmış, İnebolu’da köprüler yıkılmıştır. Yaraların hızla sarılarak ziyanların karşılanacağına inanıyorum. Her insanımızın yanında olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Bir başka husus da orman yangınlarıdır. Bu serveti korumak her vatan evladının ihmal edemeyeceği bir vazifedir. Ormanlar hem gücümüz hem de süsümüzdür. Denizlerin en mavisi bizdedir, toprakların en bereketlisi bizim emanetimizdir. Ormana tahammülsüz olanlar vakit zaman yalnızca ağaçlarımızı değil, yüreklerimizi de yakmaktadır. Ormana kast edenler vatana kast etmişlerdir. Marmaris’te ormanlık alanlar çıkan yangından ziyan görmüştür, kahrolduk. Ormana, orman canlılarına, Türkiye’mizin doğal varlığına sabotaj içinde olanlara en ağır cezayı vermek milletimizin hak beklentisidir. Böylesi bir caniliğin, bu tip bir vandallığın olağan karşılanması, akla da insanlık bedellerine de bütünüyle karşıttır. Utanmadan, sıkılmadan ‘Aileme kızdım, ormanı kızdım’ açıklamasını yapmıştır. Şu zehirli kelamlara bakar mısınız? Her başı sıkılan ülkemize ziyan verirse ulusal varlığımızı nasıl koruyacağız?
‘İdam’ cezasını gündeme getirdi
119 eş vakitli yangın çıkmıştı. Günlerce yüreklerimiz ağızlarımızda dehşetli sahnelere maruz kalmıştır. Binlerce hektarlık orman alanımız cayır cayır yanmıştı. Binlerce hektarlık orman alanımız cayır cayır yanmıştı. Ormana düşmanlık iblise hizmetkarlıktır. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek yahut daraltmak hedefiyle işlenen kabahatlerin af kapsamına alınmayacağını da çok net bir halde kural altına alınmıştır.
Orman yakanlarla gayret etmek emeliyle idam cezasını tartışmaları çok faydalı gördüğümü, şayet bu cezanın tekraren hukuk mevzuatımıza girmesiyle ilgili bir kanun teklifi gelirse de seve seve takviye olacağımızı açık seçik beyan ve söz ediyorum.
Kadın cinayetlerini ve terör kabahatlerini da kapsayacak bir genişlikte olmasını bekliyorum. Üzerimize ne düşerse yerine getirmeye de hazır olduğumuzu açıklıyorum. Su katılmamış barbarlara hareketsiz ve sessiz kalamayız. Adalet bir nimeti yerine koymak zulüm ise yerinden söküp almaktır.
Kılıçdaroğlu’nu maksat aldı
Her canlının hakkını gözeten Türk İslam Medeniyeti’nin en kıymetli bedeli adalettir. CHP’nin bu adalet kavrayışından haberi yoktur. Bunların kalpleri taşlaşmış, vicdanları buzlanmıştır. Devlet bütün imkanlarını seferber etmişken Kılıçdaroğlu da hasımlık seferine çıkmıştır. Tarım ve Orman Bakanımızın kamuoyunu bilgilendirerek palavraya direnmesi, İçişleri Bakanımızın çalışmaları bize nazaran takdire şayandır. 15 uçak, 46 helikopter 12 bin 400 ton suyu alevlerin içine boşaltırken Kılıçdaroğlu durduğu yerde ateşleniyor, adeta neden daha fazla yangın çıkmıyor diye hayıflanıyordu. Kılıçdaroğlu tekrar çamura yattın, yeniden sınıfta kaldın, yeniden su kaynattın. Zillet ittifakının yakasına bu kir yapışmıştır. Kılıçdaroğlu lisan sürçmesinden midir yoksa karanlık bir malumattan ötürü mıdır bilinmez, orman yangınını herkes biliyordu demişti. Sayın Kılıçdaroğlu orman yangınlarını nereden biliyorsun? Türkiye orman yangınına mahkum kalmışken, hükümeti kast ederek milletin başına bela olduğu diyen Kılıçdaroğlu öfkesinin kurbanı olmuştur. Sana adil demek, sana milletini ve vatanını seviyor demek hakikate en ağır bühtandır. Türk milleti zemzem diye sunulan zehri açma içmeyecek, demokratik duruşunu 2023 yılının Haziran ayında yapacaktır. Zillet ittifakı unutmasın ki yanlış hesap sayımdan döner.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO başvurusu
Dünya coğrafyasının farklı bölgelerinde çatışma ve kutuplaşmalar sertleşmektedir. 23-24 Haziran 2022 tarihlerinde Avrupa Birliği doruğunda kabul edilen kararların önyargılı ithamlar içerdiğine Yunan emellerine hizmet edecek kıvama ulaşması ayıplı ve utanç duyulacak bir çarpıtmadır. Türkiye’nin haksızlığa uğraması sahtekarlık ve iki yüzlülüktür. AB’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki gayri legal dayatmalara sözcülük yapması sorumsuzluktur. Yunanistan’ın ahlaksız atılımlarına sessiz kalan AB’nin inandırıcılığı kalmamıştır. Türkiye’ye parmak sallamaları namertliktir. Adaları silahlandıran Yunanistan’a itiraz etmeyenlerin Türkiye’yi yargılamaya hakları yoktur. Biz AB’nin lekeli yüzünü, Yunanistan mazlum göçmenlere saldırırken gördük.
NATO Tepesi’nde Türkiye’nin duruşu muhatap ülkelerle merak uyandırmaktadır. Tıpkı vakitte İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya başvurmalarının oylanması beklenmektedir. İsveç, Türkiye’nin eleştirdiği mevzularda somut adımlar atmaktan imtina etmiştir. MHP olarak İsveç ve Finlandiya’nın pişmanlık emaresi göstermeden, terörle ortalarında kalın bir çizgi çekmeden NATO’ya üye olmalarına karşıyız, karşı duracağız. Türkiye uzun vadeli çıkarlarına asla gölge düşürmeyecektir. Hakkımızı yedirmeyiz, kimsenin hakkına da göz koymayız. Baş veririz ama asla baş eğmeyiz. Boynumuz kılan incedir lakin büküldüğü hiçbir vakit görülmemiş ve görülmeyecektir.
Türk Ocakları etkinliğinde Kılıçdaroğlu konuşması
Türk ocakları göz nurumuzdu, bir nevi mektebimizdi, birinci sevdamızdı. 1931’den 1949 yılına kadar kapalı olduğu periyodu kenara koyarsak 1911’den 25 Mart 2012’den itibaren Türk’ün, Türk milliyetçiliğinin beşiğiydi. Herkes elini vicdanına koyup düşünsün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılında İslam Dünyası’nda Sıkıntılar ve Tahlil Yolları sempozyumunda ne işi vardır? Biz bu acıklı görüntüyü nasıl okuyalım? Neye yoralım? Davet ede ede, böylesi bir periyotta Kılıçdaroğlu mu edilmiştir? Benim kelamım Türk Ocakları’nın 3-5 yöneticisinedir. Bu gaflete nasıl kapıldınız? Kılıçdaroğlu’nun ‘Din halkın afyonudur’ diyen üstelik İslam dünyası ile ilgili bir sempozyumda Karl Marx’tan alıntı yaparak salonda hitap etmesine nasıl katlandınız? İçinize nasıl sindirdiniz? Bunu nasıl hazmedebildiniz? Ben çok üzüldüm, dalıp dalıp uzaklara gittim sanki Türk Ocakları idaresi hiç mi üzülmedi? Bizim asıl ocağımız teslim olmuş bir ocak değildir. Kaynağını, Türk İslam idealinde bulmuş, Türk milliyetçiliği bizim damarlarımızda dolaşan kanımız, fikir namusudur. Türk Ocakları 110 yıl evvel kurulmuştu fakat 110 yıl sonra zillete mesken sahipliği yaparak bizim ciğerimizi dağlamıştır.
Asgari fiyat mesajı
Memur ve emeklilerimizle birlikte taban ücretlilerimizin enflasyona ezdirilmeyeceğine yürekten inanıyoruz. Milletimizin lehinde olacak her kararın yanında duracağımızın teminatını veriyoruz.