HaberTürk muharriri Nihal Bengisu Karaca, “Bana kalırsa bazen açık bazen dolaylı olarak ele alınan, çoğunlukla da ‘endişeli muhalefet’ tarafından vurgulanan ‘Kılıçdaroğlu kazanamaz’ kararının ya da algısının kolay bir nedeni var. Bence bu algıya sebep olan, sağ gösterip sol göstermeleri ile meşhur Cumhurbaşkanı’nın uyguladığı bir ‘taktik” değerlendirmesini yaptı.
Karaca yazısında, “Kılıçdaroğlu’nun daima olarak 5 Haziran 1977’de yapılan genel seçimlerde CHP’ye 41.4 oranında oy kazandıran Bülent Ecevit’le kıyaslanması büyük haksızlık. Zira o tarihlerde sol da, Kürtler de yüklü olarak CHP’de. Örnek olarak Ahmet Türk’ün siyasi geçmişine bakabilirsiniz. Ahmet Türk, 1973-74 ortasında çok kısa bir müddet Demokratik Parti’dedir, 1974-1980 ortası CHP’de, 1987-1994 ortasında ise SHP’de. Gibisi Kürt siyasi aktörler için de o yıllarda durum bu türlü 90’lara kadar. Hakikaten bugün o yıllardan farklı olarak solun kendi partileri var ve %10 bandına yerleşmiş HDP örneğinde olduğu üzere Kürtleri temsil eden farklı bir parti var. Bana kalırsa bazen açık bazen dolaylı olarak ele alınan, çoğunlukla da ‘endişeli muhalefet’ tarafından vurgulanan “Kılıçdaroğlu kazanamaz” kararının ya da algısının kolay bir nedeni var. Bence bu algıya sebep olan, sağ gösterip sol göstermeleri ile meşhur Cumhurbaşkanı’nın uyguladığı bir ‘taktik’. “AK Parti karşısında daima seçim kaybetmiş Bay Kemal aday olsun da keyfimiz yerine gelsin, zira o vakit banko alırız” algısı yaratılmaya çalışılıyor fakat buna nitekim inanıldığı için değil. Şöyle ki… Muhalefette bedbin, yılgın, bir kere daha kaybetmeye takati kalmamış ve hırçınlığını ziyadesiyle dolaysız bir biçimde ortaya koyan bir kesim var. AK Parti sıralarından “Tabii, aday olmak Kemal Bey’in hakkı” üzere sözler duyduklarında durdukları taraftan kuşkuya ve telaşa düşüyorlar.” tabirini kullandı.
Karaca şunları kaydetti:
“Bana kalırsa AK Parti’nin yaptığı da, bu bölümün nihilizmine, cinnet geçirme, kusur yapma ve/veya sandığa gitmeyecek kadar öfkelenme potansiyeline oynayan bir strateji… Muhalefet ismine üzücü olan rejimin stratejisinin oyununa geliyor oluşları…”