Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, minimum fiyatın bir istikrar içerisinde belirleneceğini ve memurlar ile emeklilere yüzde 50 civarında bir artış öngördüklerini açıkladı.
TRT Haber canlı yayınında konuşan Yılmaz, emeklilerin yanında olacaklarını ve ellerinden gelen tüm imkanları seferber edeceklerini söz etti. Yılmaz, “Asgari fiyat bir istikrar içerisinde belirlenecek. Memur ve emeklisine yüzde 50 civarında bir artış öngörüyoruz. Elimizden gelen tüm imkanlarla emeklilerimizin yanında olacağız” diyerek milyonlarca emekli ve memura kelam verdi.
Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“CUMHURBAŞKANI GAZZE İÇİN EFOR SARF EDİYOR”
Gazze’de nitekim bir insanlık dramı yaşanıyor. Buradaki hadiseleri kınamak, durdurmak için Müslüman olmak yahut Filistinli olmak gerekmiyor. Batı dahi birçok ülke bu hususta düzgün bir imtihan veremedi. Bu olanlara ‘ateşkes olsun’ diyemeyen ülkeler olduğunu gördük. Buna sessiz kalanlar tarihlerine kara bir leke bırakacaklar. Cumhurbaşkanımız bu husus ile ilgili ağır bir gayret sarf ediyor.
Türkiye tarihi sorumluluğunu yerine getiriyor. Bu kanı durdurmaya çalışıyor, ateşkes olsun diyoruz. Ateşkes de yetmez kalıcı barış istiyoruz. Müstakil bir Filistin devletinin oluşumu ile barış olabilir.
Bir taraftan da insani yardımlar yapıyoruz. Gerek ikili bağlantılarımızla gerek Mısır kanalı ile uçakla yardım gönderiyoruz. Ayrıyeten orada hastaları ülkemize getirmek üzere kıymetli inisiyatifler de aldık.
EKONOMİDEKİ ADIMLAR
Bu 6 ay çok ağır geçti. Hükümetlerimizin önceliği milletimizin önceliği ile her vakit örtüşmüştür. İktisat birinci gündem unsurumuz.
Şubatta büyük bir sarsıntı yaşadık, bütün bunlarla bir arada iktisat daha da değerli bir hal aldı.
Depreme karşın bütçe açıklarını makul bir düzeyde tutmayı başardık. Öbür taraftan Merkez Bankamız büyük bir rezerv artışı sağladı. Rezervlerde yüzde 44’e yakın bir atış oldu. KKM’de 707 milyar lira düşüş kelam konusu, bu eğilim devam ediyor.
Son periyotta bütün bu atılan adımlarla Türkiye’ye dışarıdan fon akışının da arttığını görüyoruz. Türkiye’de yatırım ortamı şu anda olumlu duruma gelmiş durumda. Türkiye Yüzyılı yatırımların yüzyılı olacak. Ulusal gelirimiz tarihte dolar bazında birinci defa 1 trilyon eşiğini aşıyor.
ENFLASYONDA SON DURUM
Türkiye gerçek iktisatta ve büyümede çok başarılı oldu. Reelde elde ettiğimiz başarıyı, enflasyonunu düşürerek sürdürmeyi hedefliyoruz. Külfetimiz enflasyon. O nedenle enflasyonla çaba en değerli unsurumuz olmuş durumda. Yıllık bazda enflasyonda düşüş 2024’te görülecek. 2025’te enflasyon yüzde 15, 2026’da tek haneli olacak.
FAHİŞ KİRAYA TEDBİR
Otomotivde önemli bir fiyat düşüşü gördük. Konut fiyatları ve kiralar da eski ivmeyi kaybetmiş durumda lakin şimdi istediğimiz oranda değil. Daha da aşağıya gelmesi için çaba ediyoruz.
Konut konusunda arz istikametli siyasetler kıymetli. Öncelikle konut arzını artırmamız gerekiyor. Son devirlerde en kıymetli adımlarımızdan biri kentsel dönüşüm. Bir taraftan talebi denetim ederken bir yandan da arzı artırıcı siyasetlerle konut fiyatlarını ve kiralarını kalıcı düşürme uğraşındayız.
Kirada yüzde 25 sınırlaması, enflasyonun yüksek olduğu periyotta kiracıyı korumak için aldığımız bir tedbirdi. 2024’te enflasyon makul düzeye gelecek. Münasebetiyle enflasyon düştükçe bu tıp önlemlere artık muhtaçlığımız kalmayacak.
ASGARİ FİYAT NE KADAR OLACAK?
Geçen yıl minimum fiyatla ilgili iki değerli gelişme oldu. Minimum fiyattı geçen yıl yüzde 107 artırdık. Tarihi bir kararla taban fiyatı vergiden muaf tuttuk.
Şimdi yeni bir müzakere başlamış durumda. 3 taraf var burada. İşletmelerle çalışanlar ortasındaki dengeyi sağlamak gerek. Münasebetiyle bir istikrar içinde bunu belirleyeceğimizi düşünüyoruz. Bizim ana amacımız çalışanları enflasyona ezdirmemek olmuştur.
MEMUR VE EMEKLİ NE KADAR ALACAK?
İmkanlarımızı zorlayarak emeklilerimizin yanında olacağız. Memur emeklisiyle ilgili toplu mukavele gereği alacakları bir fark ve enflasyon farkı var. Memur ve memur emeklisi için yüzde 50 civarında bir artış olacak. Personel emeklileri daha farklı kaidelere tabi. Farklı emekli bölümleri ortasındaki dengeyi kollayıcı ve bilhassa daha düşük alanları gözetici bir yaklaşım sergileyeceğiz.